Türkiye'deki Kuraklık

Son zamanlardaki felaketlerinin yol açtığı hasardan toparlanırken, Türkiye’nin birçok bölgesi olağanüstü kuraklık yaşıyor. Kuraklık, normalden daha az yağış alan koşullar olarak tanımlanabilir. Bu, belirli bir konum ve mevsimdeki ortalama su bulunabilirliğine göre “nem açığı” anlamına da gelir. Kuraklık günler, aylar veya yıllar boyunca devam edebilir. Türkiye’nin orta kesiminde, yeraltı su kaynaklarının azalması ve düşük yağış oranı nedeniyle ciddi kuraklık endişeleri var.

 

Mevsim normallerinin dışında seyreden yağışlar, önümüzdeki aylarda da devam ederse görmezden gelinemeyecek bir durum ortaya çıkacaktır. Bu durum, içme suyu ve tarım arazileri için önemli kaynak olan su havzaları, göller ve barajların kurumasına yol açıp, yağış eksikliği ve su kıtlığı ile karakterize olan kuraklık ülke genelinde toprak ürünü başarısızlıklarına, toprak kaymaları ve çöküntü oluşumuna da neden olacaktır.

kuraklık
kuraklık

Kuraklık verileri

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı üç aylık kuraklık haritasına göre, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde kuraklık yaşandı.Aslında, yağışların drastik bir şekilde azaldığı, son 52 yılın en sıcak Aralık ayını yaşadı. Ayrıca, Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün (MGM) aylık raporuna göre, 2023 yılı Ocak ayı yağışları, normal seviyenin ve geçen yılın Ocak ayı yağışlarının altında kalarak 33,2 mm olarak gerçekleşti. Rapor, tüm bölgelerde yağışların normal seviyenin altında olduğunu ve en büyük azalmanın %74 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde olduğunu belirtti. 

Kış boyunca kar ve yağmurun olmaması durumu daha da kötüleştirdi. Türkiye’nin birçok bölgesinde baraj seviyeleri son risk seviyesinin altına düşerek kritik düzeyde ve azalmaya devam ediyor. Bu yüzden de bir çok şehirde bu şiddetli kuraklık  “acil durum” olarak nitelendirildi. Hatta, uluslararası çalışmalara göre, Türkiye, 2040 yılında kuraklık riskinin en yüksek olduğu ülkeler kategorisinde yer almaktadır çünkü son 2 yılda kullanılabilir su miktarı %10 azalmıştır.

 

Etkiler

Bu felaket tabiki bir çok alanda olumsuz etkiler oluşturmaya başladı. Mesela, ülkenin ana kışlık buğday üretim alanı olan Anadolu Platosu’nda erken dönem kuraklık devam ediyor. Tropik bölgelerdeki kuraklıksa ardından gelecek yangın riskini önemli ölçüde artırdı. Ayrıca, yüksek sıcaklıklar koşulları kötüleştirerek suyun hızlı bir şekilde buharlaşmasına neden olabilir. Bu durum ise kuraklık etkisini daha da arttırabilir. Eğer bu koşullar devam ederse, meyve ve sebze üretimi kesinlikle olumsuz etkilenecektir.

 

Etkilenen bölgelerin ekosistemleri ve tarımı üzerinde önemli etkilerin yanısıra, yerel ekonomiye de zarar verebilir. Bu durum, Türkiye’nin ekonomisi, tarımı ve toplumu için ciddi sonuçlar doğurabilir. O yüzden, kuraklıktan kaynaklanan arz-talep etkilerinden doğacak ekonomik spekülasyonları önlemek ve gerekli mal stoklarını oluşturmak için bir program belirlenmeli.

kuraklık

Harekete geçme zamanı!

Uzmanlar, bu sorununu ele almak ve su tüketimini azaltmak için acil önlemler alınması gerektiğini ve gelecekte daha ciddi bir su krizi yaşanmaması için çalışılması gerektiğini belirtiyorlar. Önümüzdeki birkaç ay içinde beklenen yağışların hayati önem taşıdığını ve kuraklık riskinin azaltılması için yağışların normal seviyelerine çıkması gerektiğini biliyoruz. Eğer Türkiye, su tüketimine yakında çözüm bulmazsa, giderek artan bir kurak gelecekle karşı karşıya kalacak.

O yüzden de yapılması gereken işler var:

  • Tarım ve Orman Bakanlığı, kuraklığın etkilediği bölgelerde kriz yönetimi uygulaması başlatıp, bu sayede oluşabilecek olumsuz etkiler en aza indirilerek bölge halkının güvenliği ve tarım faaliyetlerinin devamı sağlanabilir.

  • Kurak dönemlerinde, toprakta suyun korunması için su hasadı teknikleri uygulanabilir.

  • Tarımsal kuraklıkla mücadelede, sulamanın etkinliğinin artırılması amacıyla çiftçilere eğitimler düzenlenebilir.

  • Modern ve iklim dostu sulama tekniklerinin kullanımı yaygınlaştırılabilir.

  • Ülke genelinde, depolama tesisleri olan gölet ve barajların su tutma kapasitesi artırılabilir.

  • İçme, kullanma, sanayi ve tarımsal amaçlı açılan bütün yeraltı suyu kuyularına debi sayaçları takıp, su kullanımı takip edilebilir.

  • Toprak niteliği, arazi yeteneği ve diğer arazi özellikleri göz önünde bulundurularak uygun arazi kullanımı şekilleri belirlenmeli.

 

Erken Yangın Tespit Ve Uyarı Sistemi

© 2023 Kozalak Yangın

İletişim

+90 537 686 5341
batuhan@kozalakyangin.com.tr

Kazlıçeşme Mah. 245. Sok.
No: 5 Zeytinburnu/Istanbul